5 Ekim 2008 Pazar

Anti-Aging Nedir?

Anti-Aging kelime anlamı olarak "yaşlılığa karşı" demektir. Anti-Aging terimini tıbbi olarak, aktif tedbir alma veya koruyucu tıp olarak nitelendirebiliriz. Anti-Aging yaşlanmayı mümkün olduğu kadar yavaşlatmak ve vücudun bir bütün olarak orantılı ve sağlıklı yaşlanmasını sağlamak amacıyla uygulanır. Cilt dokusunu ve bağlayıcı hücreleri yenilemek, hormonal dengesizlikleri erkek ve kadında ayrı ayrı ele alarak dengelemek, cinsel gücü ve sağlığı arttırmak, yaşlanma sonucu oluşabilecek hastalıklara karşı erken tanı ve önlem almak Anti-Aging 'in uygulama amaçlarından başlıcalarıdır.



Anti-Aging sadece Check-Up değildir ama özel bir Check-Up ile başlar.Bilinen normal Check-up kişinin o sanki sağlık durumu hakkında hekime genel bir fikir vermek amacıyla yapılan, şeker metabolizması, kan sayımı, karaciğer fonksiyonları, böbrek fonksiyonları, tiroid fonksiyonları, kolestrol, kan yağlarının tespitini içeren kan testleri ile muayeneden oluşur. Anti-Aging check-up kapsamında ise bu yapılan testlere ek olarak, vitamin-mineral düzeyleri, antioksidan kapasite ölçümü, detaylı hormon taraması, osteoporoz, menopoz-andropoz tespiti, immün (bağışıklık) sistem değerlendirmesi, tümör marker (belirleyici) taraması vb. ileri testler yapılır. Bu tarama sonuçları da hekime kişinin sağlık durumu ve hastalık riskleri konusunda çok daha net bilgi vererek teşhis ve tedavi imkanı sağlar. Check-up, koruyucu hekimliğinin ikincil koruma aşamasında yer alan bir sağlık taraması iken Anti-Aging uygulaması bireyleri hem birincil, hem de ikincil koruma anlamında değerlendiren ve üçüncül korumaya ihtiyaç bırakmamayı hedefleyen çok önemli bir uygulamadır.

Varikosel nedir? Nasıl tedavi edilir?

Varikosel testislerdeki kanı boşaltan venlerin (toplardamar) genişleyip varisleşmesidir.Toplardamarların iç yüzeyinde kan dolaşımını düzenleyen kapakçıklar işlevlerini yitirmiştir ve kanı boşaltamamaktadır. Testisten çıkan toplar damarların aşırı ve anormal olarak genişlemiş olması, testiste ısı etkisi ve beslenme bozukluğu sonucu sperm üreten hücreleri toksik bazı maddelerle karşı karşıya bırakır. Bu durum maddeler testis içinde etki yarattığı için sperm oluşumunu kötü etkiler. Testislerin sonografik muayenesi ve damarsal araştırılması gerekir. Böyle bir durum cerrahi müdahale ile düzeltilir.Puberte sonrası erkeklerin yaklaşık % 10-20 sinde görülür. Kısırlık (infertilite) şikayeti olan erkeklerin ise yaklaşık %40 ında varikosel mevcuttur. Sekonder infertilite şikayeti olan erkeklerde ( önceden en az bir çocuğu olan ancak şimdi kısırlık şikayeti çeken) ise bu oran % 80 lerin üzerine çıkmaktadır. Varikosel her iki testiste de görülebilir. Ancak anatomik komşulukları dolayısı ile sol testiste görülme oranı % 85, sağ testiste görülme oranı ise % 15 civarındadır. Bir taraftaki varikosel genellikle diğer testisi de etkilemektedir. Varikosel çoğu zaman hiçbir belirti vermez. Ancak bazen aşağıdaki belirtiler görülebilir: Testislerde ağrı Testislerde küçülme Testislerde dolgunluk hissi İnfertilite (kısırlık) Gözle görülebilen genişlemiş damarlar Ele gelen genişlemiş damarlarVarikoselin neden kısırlığa sebep olduğu konusunda henüz kesin bir bilgi yoktur. Ancak genişleyen damarların testislerde sebep olduğu ısı artışının sperm üretimini olumsuz etkilediği, genişleyen damarlarda biriken kanda anormal konsantrasyonlara ulaşan böbreküstü bezi ve renal ürünlerin sperm oluşumunu olumsuz etkilediği, yine bazı metabolik ürünlerin artması ve oksijenlenmenin azalmasının sperm üretimini olumsuz etkilediği gibi birtakım teoriler mevcuttur.Bazen hastalar testislerinde gördükleri veya ayakta iken ellerine gelen genişlemiş damarlar sebebi ile doktora gelirler. Doktor tarafından yapılacak elle muayene ile genellikle tanı konur. Bazen ultrasonografi / Doppler gerekebilir. Bütün varikoselli hastalara 4 günlük cinsel perhizden sonra sperm tahlili (spermiogram) yapılıp sperm sayısı, hareketliliği ve şekilleri araştırılmalıdır. Hastaların yaklaşık %70 inde sperm yoğunluğu ve hareketliliği azalmış, şekilleri bozulmuştur. Bu hastalarda yüksek oranda kısırlık görülür.Kısırlık şikayeti olan varikoselli erkeklerde, çok yoğun ağrı şikayeti olanlarda ve testislerinden biri diğerine göre anlamlı küçülme göstermiş varikoselli erkeklerde cerrahi tedavi önerilir. Tedaviye geçmek için varikoselin mutlaka sperm değerlerini bozmuş olması gerekir. Yani spermi normal ise tedavi edilmeyebilir. Evli olmayan erkeklerde de varikosel bulunmuş ve sperminde bozulma başlamış ise tedavi yapılmalıdır. Eğer erkek adolesan çağda, yani henüz ergenliğe gelmemiş ise ve sperm veremiyorsa bu durumda testiste küçülme olup olmadığına bakılır. O taraf testisi %10’dan fazla volüm kaybetmiş ise yine ameliyat endikasyonu vardır.Testislerinde ağrı olan ve muayene ile varikosel saptanan erkeklerde bu ağrının mutlaka varikoselden kaynaklanıyor olması gerekmez. Önce diğer nedenler araştırılmalı ve semptomatik tedavi yapılmalı, ondan sonra varikoselin tedavisine geçilmelidir.VARİKOSELİN TEDAVİSİ AMELİYATTIRAmeliyat sırasında mikroskop kullanılması önerilmektedir. Ameliyatı kasık bölgesinden yapılan küçük bir kesi ile gerçekleşir. Testisi drene eden venler bağlanır. Basit bir ameliyattır ve genellikle hastane de yatmayı gerektirmez. Varikosel ameliyatının başarı şansı değişiktir. Mikroskobik yapılan ameliyatların başarı şansı diğerlerine oranla çok daha yüksektir. Yaklaşık 30-60 dk. sürer. Bu sırada testisle ilgili diğer oluşumların zarar görmemesine özen gösterilmelidir. Varikosel ameliyatı dikkatli yapılmaz ise hidrosel (testis çevresinde sıvı birikimi), atrofi gibi komplikasyonlar görülebilir. Ama son yıllarda, ameliyat tekniğinde elde edilen ilerlemeler sayesinde bu komplikasyonlara hemen hemen hiç rastlanılmamaktadır. Bunda cerrahın deneyimi önemlidir. Ameliyat olacak kişilerin bunu iyi bilmesi ve ameliyatı yapacak doktordan da bu konuda bilgi alması gerekir. Ameliyattan 3 ay sonra sperm üretiminde düzelme görülmeye başlar. Sperm tetkiki ameliyattan sonraki 3-6. ayda yapılmalıdır. Sperm üretimindeki düzelme ameliyat olan hastaların %50-80 inde görülür. Gebelik üzerindeki etkisi de yüzde 20-69 civarında artmaktadır. Azoospermi olgularında da varikosel ameliyatı yapılması önerilirse de, başarısının daha düşük olacağı önceden belirtilmelidir.Tüp bebek uygulaması yapılacak erkeklerde de varikosel ameliyatı yapıldıktan sonra tüp bebeğe geçilmesi başarıyı artırabilir. Ameliyat edilen hastaların bir kısmında sperm değerleri biraz daha yükselerek mikroenjeksiyon (ICSI) yerine aşılama (IUI) uygulamasına geçilebilir, hatta doğal yolla gebe kalma şansı da elde edilebilir. Spontan gebelik sağlanamayan hastalarda sperm sayısı, motilite veya sperm morfolojisindeki iyileşme ile yardımcı üreme tekniklerinin başarısı artmaktadır.

NANO-TEKNOLOJİ NEDİR?

NANO-ÖLÇEK DÜNYASI NANO-SCALE WORLDNANO-TEKNOLOJİ NEDİR ve NERELERDE KULLANILABİLİR?Dünyada yapılan bir araştırmaya göre %29’umuzun duyduğu nano-teknoloji nedir?Nano-teknoloji ultra ince/küçük parçaların/malzemelerin kullanım bilimidir. Bir nano metre (1 nm) milimetrenin milyonda birine eşittir (1nm = 10-9 m = 10-6 mm). İnsan saç kılı 80.000 nm kalınlığındadır. Kırmızı kan hücreleri 7000 nm çapındadır. Nano-bilimi malzemelerin büyük ölçekteki özelliklerinden farklı olarak malzemeleri atomik, moleküler ve makro moleküler ölçekte inceler ve maniple eder.Malzemeler nano ölçekte, iri boyuttan çok farklı özellik ve davranışlar gösterirler. Nano malzemeler daha kuvvetli, daha hafif veya daha farklı şekilde ısı ve elektrik iletme özelliklerine sahiptir. Hatta renkleri bile değişir. Örneğin nano ölçekteki altın parçaları, parça boyutuna göre kırmızı ve mavi renk olabilmektedir.Parça boyutu inceldikçe birim kütle için yüzey alanı artışı, malzemenin kimyasal reaktivitesini artırır. Bu yüzden nano-malzemeler yakıt hücreleri ve pillerde katalizör görevi görebilmektedir. Parça boyutu inceldikçe kuantum etkisi artar, malzemenin optik, magnetik ve elektriksel özellikleri önemli ölçüde değişir.Bilgisayar yongaları (chip), CD’ler ve mobil telefonların yapımında nano-malzemeler kullanılmaktadır. Nano-malzemelerden üretilen cihazlar daha hızlı, hafif, kuvvetli ve verimli olmaktadır. Nano-teknolojiler sağlık, bilgi teknolojileri (IT) ve enerji depolamada çok büyük potansiyel kullanım olanaklarına sahiptir. İçinde yaşadığımız dünya nano-teknolojilerle çok önemli gelişmeler kaydedecektir. Dünyada gelişmiş devletler ve iş dünyası nano-teknolojiye çok büyük yatırımlar yapmaktadır. Nano-teknolojı nedır,nano-teknolojı nerelerde kullanılır,nano-teknolojı ne demekNANO-MALZEMELER NASIL YAPILIR?Doğal veya insan yapımı (sentetik) olabilirler. Örneğin nano-parçalar bitkiler, algler ve volkanik aktivitelerle doğal olarak üretilebilmektedir. Nano-parçacıklar binlerce yıldır pişirme ve yanma olaylarının ürünü olarak yaratılmaktadır. Ayrıca araç ekzozlarından da oluşmaktadır.Kasların hareketini sağlayan ve hücreleri tamir eden insan vücudundaki bazı proteinler nano-boyutludur. Nano malzemeler çok farklı şekillerde oluşabilmektedir Bazı nano-malzemeler kendi bileşenlerinden oluşabilmektedir. Karbon parçaları bu şekilde nano tüpler yapmaktadır. Diğer bir yöntemde bilgisayar yongaları yapımında kullanılan nano-malzemelerin iri parçalardan dağlanmasıdır (etching).Güçlü mikroskoplar atom ve molekülleri daha yakından görmemizi, toplamamızı ve basit nano yapı oluşturmamıza yardımcı olmaktadır. Bazı nano-malzemeler molekül molekül yapılabilmektedir. Örneğin IBM bu tekniği kullanarak Xenon atomlarından IBM logosunu 5 nm harflerle ışıldatmasını başarmıştır. Bugün bu teknik çok emek yoğun ve endüstriyel kullanıma henüz uygun değildir. Şüphesiz ki nano-teknolojiler gelecekte yaşam kalitemizi geliştirecektir.NANO-TEKNOLOJİLER EMİN MİDİR?Bilgisayar yongaları ve katalizörler sağlık ve emniyet riski oluşturmaz. Çünkü nano-malzeme büyük nesnelere dağlandığından (etch)/bağlandığından çevreye yayılmaz ve zarar vermez. Oysa serbest nano-parçalar zararlıdır. Nano-parçaların ve nano-tüplerin üretimi esnasında oluşan malzeme bulk malzeme üzerine bağlanmadığından serbesttir ve etrafa saçılabilir. Nano boyutlu bu parçaların solunması, yenmesi veya vücuda deri yoluyla girmesi hücrelere zarar verebilir. Nano-tüpler yapısal olarak asbest liflere benzer, uzun süre fazla miktarda solunursa solunum sorunlarına yol açabilir. Nano-malzeme üretilen yerlerde nano-partikül maruziyeti mutlaka gözlenmelidir. Serbest nano partikülleri çevreye (besin zincirine, bitkilere ve hayvanlara) potansiyel zarara Nano-teknolojı nedır,nano-teknolojı nerelerde kullanılır,nano-teknolojı ne demeksahiptir.NANO-TEKNOLOJİNİN GELECEĞİ NEDİR?Kısa vadede, nano-teknolojiler daha küçük, daha hızlı bilgisayarlar ve daha keskin/net ve verimli elektronik görüntü cihazları (display) yapımına yol açacaktır. Nano parçalar boyaya katıldığında boya ağırlığı azalacak böylece uçaklarda/gemilerde kullanıldığında toplam ağırlık düşecek ve daha az yakıt tüketilecektir. Nano parçacıklar çevreyi temizlemede yardımcı olurlar. Nano-parçalar toprak ve yer altı suyundaki tehlikeli bileşikleri zararsız bileşenler haline dönüştürmesine yardımcı olur.Nano-zarlar (membrane) uzun vadede potansiyel olarak su arıtma prosesinde daha enerji etkin olacaktır. Ayrıca yüksek performanslı motorlar uzun ömürlü makine yağları ile sağlanacaktır. Tıb alanında uzun vadede ilaç sektöründe ve takma organ yapımında kullanımı vardır. Nano-parçalar vücudun belli kısmına özel ilaç olarak hızlı verilebilmektedir. Hafif ve uzun ömürlü takma organlar (kalp kapakçığı, kalça protezleri vs) yapımında da kullanılabilmektedir. Tansiyonu ve kalp atışını ölçen akıllı elbiseler yapımında ve çevredeki tehlikeli kimyasalları teşhisinde nano-malzemeler kullanılabilmektedir.Karbon nano-tüpler yassı karbon atomu yaprakları yuvarlanarak ve çok ince silindir tüpü şeklinde yapılırlar. Karbon nano-tüpler çelikten 100 kat güçlüdür fakat 6 kat daha hafiftir ve elektrik iletirler. Elektronik görüntü (display) ve algılayıcı (sensor) yapımı ve hafif inşaat malzemesi yapımında kullanılmaktadır Farklı yapı, uzunluk ve çaplarda nano-tüpler yapılabilmektedir.SONUÇNano-teknoloji ve nano malzemelerin kullanımının hızla artaçağı tahmin edilmektedir. Nano malzemeler yapısal uygulamalar (seramik, katalizör, kompozit malzemeler, kaplama, inçe filmler, tozlar), vücut bakım ürünleri (makyaj malzemeleri yapımında), elektronik parçalar (nano-elektronikler, organik ışık yayan diotlar, algılayıcılar, optik-elektronik malzeme yapımında), biyo-teknolojide/tıpta (hedef ilaç ve biyoalgılayıcı yapımında) ve çevre korumada (nanofiltrasyon ve membran filtrasyonda) kullanılacaktır. Gelişmiş devletler nano-teknolojilerdeki Ar-Ge çalışmalarına büyük önem vermekte ve kaynak ayırmaktadır. Ülkemizin de bu konuda geride kalmamasında yarar vardır.